Küçük Alice önce “beni iç” etiketli bir şişe bulur ve içer. Birdenbire boyu kısacık olur. Hemen ardından üstünde “beni ye” yazan bir pastaya rastlar. Bu kez de başı tavana değecek derece de boyu uzar. Kitap boyunca Alice’in başından şaşkınlık verici sayısız olay geçer.
Lewis Carroll’un kaleme aldığı dünyaca ünlü çocuk klasiği Alice Harikalar Diyarında uzun yıllardır keyifle okunan, hatta filmleri yapılarak izlenen bir eser. Bu eser aynı zamanda bir sendroma ismini verdi. “Todd” veya “dismetropsi” olarak da bilinen Alice Harikalar Diyarında Sendromu, nöropsikolojik bir durum. Lewis Carroll’un unutulmaz eserinde yaşanan bir dizi olay, aslında bu sendroma sahip kişilerin yaşadıklarını anlatıyor.
İlk defa 1950’li yıllarda psikiyatrist John Todd tarafından tanımlanan Alice Harikalar Diyarında Sendromu’nu ve bu sendromdan muzdarip olanların yaşadıklarını Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Dr. Melek Gözde Luş’tan öğreniyoruz.
Nesneler farklı algılanıyor
“Algıda bozulmaya neden olan Alice Harikalar Diyarında Sendromu’nu yaşayan kişiler, kendi beden parçalarını veya çevrelerindeki nesneleri, olduğundan farklı algılayabiliyor” diyen Dr. Luş, şöyle devam ediyor:
“Şekil, boyut, hareket veya renk gibi nesnelere ya da kendimize dair farkındalık oluşturmamıza katkı sağlayan özelliklerde bozulmalar meydana geliyor. Bu sendrom aynı zamanda işitme, dokunma ve zaman algısında da değişikliklere neden olabiliyor.”
Dr. Luş, Alice Harikalar Diyarında Sendromu yaşayan kişilerin algılama ile ilgili sorunlarının bunlarla sınırlı kalmadığını anlatıyor:
“Kişilerde mikropsi, yani nesneleri olduğundan daha küçükmüş gibi algılama; makropsi, yani eşyayı olduğundan daha büyük görmenin yanı sıra teleopsi ve pelopsia da söz konusu… Teleopside çevredeki eşya kendinden daha uzaktaymış gibi algılanırken pelopsia durumunda eşyayı çok yakında görme gibi deneyimler yaşanıyor. Aynı zamanda işitsel halüsinasyonlar da sendromun bir parçası olabiliyor. Bu tip halüsinasyonlar, işitilen seslere yönelik algının da çarpıtılmasından kaynaklanıyor. Algıdaki bu değişimler, garip müzik veya seslerin duyulmasına neden olabiliyor.”
Sendroma neden olan pek çok etken var
Peki Alice Harikalar Diyarında Sendromu’nun sebebi ne? Aslında bu sorunun tek bir cevabı yok. Bu sendroma neden olan pek çok etken var. Dr. Luş, “Antidepresan ilaç veya halüsinojen madde kullanımı, yoğun stres, kronik migren, epilepsi, beyin tümörleri, Epstein-Barr Virüsü (EBV) kaynaklı iltihaplar nedenler arasında sayılabiliyor. Ancak tüm bu nedenler arasında en yaygın olanı ise migren” diyor.
Genellikle çocuklukta ve yetişkinlik öncesi dönemde görülen Alice Harikalar Diyarında Sendromu’nun nadir rastlanan bir algı bozukluğu olduğunu vurgulayan Dr. Luş sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda yapılan çalışmalarda bu sendrom oldukça düşük oranlarda bulunuyor. Öyle ki yapılan çalışmalarda nesneleri olduğundan daha küçük görenlerin oranı yüzde 3,8, daha büyük görenlerin oranı ise yüzde 3,9 olarak bildirildi.”
Zaman içinden ortadan kalkıyor
Neyse ki Alice Harikalar Diyarında Sendromu zaman içinde ortadan kalkan bir algı bozukluğu… Özel bir tedavi gerektirmiyor. Dr. Luş, semptomların genellikle birkaç hafta veya birkaç ay içerisinde yok olduğunu belirtiyor. Hatta bazı kişilerin semptomları sadece gün içerisinde 10 saniye ila 10 dakika kadar sürecek şekilde deneyimlediklerini söyleyerek bir uyarıda bulunuyor:
“Ancak kişinin günlük yaşamdaki işlevselliğini olumsuz etkileyen durumlarda profesyonel destek alınması oldukça önemli.”
Hangi durumlarda tedavi gerekiyor?
Şikayetlere bağlı olarak MR, EEG ve kan tahlili teşhise yardımcı oluyor. Dr. Luş, hangi durumlarda tedavi gerektiğini ve izlenilen süreci şöyle anlatıyor:
“Eğer migren veya EBV enfeksiyonu gibi tıbbi bir durumdan kuşkulanılıyorsa ilaç tedavisi uygulanabiliyor. Özellikle migren tedavisi amaçlı tiramin-migren rejimi ile migren profilaksisi birlikte uygulanabiliyor. Alice Harikalar Diyarında Sendromu tedavisi için kalsiyum kanal bloker ve beta bloker uygulamaları da yardımcı olabiliyor.
Alice Harikalar Diyarında Sendromu konusunda bir yanılgıya da dikkat çeken Dr. Luş, “Bu sendrom, psikoz belirtisi değil. Görme bozukluğu veya bir sanrıya neden olmaz” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İnsanların genellikle orada olmayan şeyleri görmelerine neden olan bir halüsinasyondan farklı olarak bu sendrom, insanların mevcut ortamlarının çarpık bir versiyonunu görmelerine neden oluyor. Etkilenen kişi genellikle gördüklerinin tuhaf veya gerçek dışı olduğunu bilir. Çoğu durumda başlangıç ve bitişler aniden gerçekleştiği için tahmin etmek mümkün değildir.”
Dr. Luş bu konuda asıl önemli olan nokta için doğru teşhis vurgusu yapıyor:
“Algısal çarpıklıklarla karakterize olan bu sendromun şizofreni spektrumu ve diğer psikotik bozukluklardan ayırt edilmesi gerekiyor. Migren, epilepsi, bazı enfeksiyonlar veya uyuşturucu madde kullanımının tetikleyebildiği bu semptomların yine diğer psikiyatrik hastalıklardan ayırt edilmesi ve hastanın doğru bilgilendirilmesi, yapılması gereken en önemli müdahale.”
GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024FOTO GALERİ
07 Ekim 2024FOTO GALERİ
07 Ekim 2024FOTO GALERİ
07 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.