Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan’in başkenti Aşkabat’ta düzenlenen “Uluslararası Barış ve Güven Forumu”nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“Türkmenistan’ın her başarısıyla övünüyor, seviniyoruz”
Ata yurdumuz olarak gördüğümüz bu topraklarda bir kez daha bulunmaktan büyük bahtiyarlık duyuyorum. Daimi tarafsızlık statüsüne mana ve şekil veren Türkmenistan’ın Milli Lideri, Gurbangulu Berdimuhamedov’u gönülden kutluyor, bizleri bu anlamlı gün vesilesiyle bir araya getiren Serdar kardeşime şükranlarımı bildiriyorum.
Tarafsızlık Bayramı münasebetiyle Türkmen halkını yürekten tebrik ediyor, Türkiye’deki 86 milyon kardeşinizin selamını iletiyorum. Bugünkü forumu, Türkiye’nin de ortak sunucusu olduğu Birleşmiş Milletler 2025 Uluslararası Barış ve Güven Yılı bağlamında çok anlamlı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bağımsızlığından bu yana büyük bir iktisadi ve beşeri kalkınmayı gerçekleştiren Türkmenistan’ın her başarısıyla övünüyor, seviniyoruz. Türkmenistan bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri konumuna erişmiş; şehirleriyle, fabrikalarıyla, okulları ve hastaneleriyle örnek, modern bir ülke haline gelmiştir.
“Türk ve Türkmen halkları aynı kökten gelen iki kardeş millettir”
Kıymetli dostlar, Türkiye ile Türkmenistan gücünü ortak tarihten alan müstesna bağlarla birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmiş iki kardeş ülkedir. Türk ve Türkmen halkları aynı kökten gelen, aynı ruhu ve inancı taşıyan iki kardeş millettir. Türkmenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olarak aynı zamanda daimi tarafsızlık statüsünü de destekleyenlerin başında geldik. Türkmenistan’ın 30 yıldır sürdürdüğü bu kimliğinin, Mahtumkulu Firaki’den Yunus Emre ve İsmail Gaspıralı’ya uzanan ortak medeniyetimizin sulh ve dostluk anlayışıyla yoğrulduğunu görüyoruz.
“Güven ve barışın tesisi için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor”
Bizim Türkmenistan’la atasözlerimiz gibi kalbimiz de menzilimiz de birdir. Türkmenistan’ın barışçı vizyonunu desteklerken ilişkilerimizi her alanda ilerletip dayanışmamızı daha da güçlendiriyoruz. Yatırımlar, ticaret, enerji, savunma ve daha nice alanlardaki girişimlerle sürdürdüğümüz çalışmalarımızı beşeri ilişkilerimizle taçlandırıyoruz. Bundan sonra da Türkmenistan’ın refahı için her zaman sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade ediyorum.
Kıymetli dostlarım, küresel ölçekte belirsizliklerin, çatışmaların ve kırılganlıkların arttığı bir dönemde uluslararası diyalog, iş birliği, güven ve barışın tesisi için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Türkiye olarak tarihimizin, coğrafyamızın ve medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyet bilinciyle barış ve diyaloğun hakim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz.
“Barış ve güvenlik kuşağı oluşturmanın gayreti içindeyiz”
Komşularımızla iyi ilişkiler tesis etmek suretiyle çevremizde bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmanın gayreti içindeyiz. Kadim bağlara ve karşılıklı saygıya dayalı ilişkilere sahip olduğumuz kuzey komşularımız Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşın sona ermesi en samimi temennimizdir. İstanbul süreci başta olmak üzere ateşkes ve barışa yönelik diplomatik girişimlere somut destek vermeye hazırız.
“Nihai hedef iki devletli çözümdür”
Son asrın en acımasız katliamlarından birine geçtiğimiz yıllarda Gazze’de şahit olduk. Gazze’de ateşkesin kalıcılığı ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması temel önceliklerimizi teşkil ediyor. İsrail’in ihlallerine rağmen süren ateşkes kırılgandır. Bu nedenle uluslararası toplumun sürece güçlü desteği şarttır, sürmelidir.
2800 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının kalıcı barış ve Gazze’nin yeniden imarı açısından da bir fırsat olmasını temenni ediyoruz. Barışın tesisine yönelik tüm aşamalara Filistinlilerin dahil olmasını ve katkı vermesini elzem görüyoruz. Nihai hedef ise iki devletli çözümdür. Bunun formülü Filistinli kardeşlerimizin çektiği acılarda, onurlu mücadelelerinde ve uluslararası düzenlemelerde kayıtlıdır. Artık uluslararası toplumun Filistin halkına olan borcunu ödeme zamanı gelmiştir. Bizleri bir araya getiren bu önemli forumun yeni bir vesile teşkil etmesini diliyorum.
Türkiye bugün artık adil, tarafsız, güven veren yaklaşımıyla arabuluculuk alanında dünyanın önde gelen aktörleri arasında yer alıyor. Etiyopya ve Somali arasındaki gerginliği ortadan kaldırmak için başlattığımız Ankara Süreci vasıtasıyla anlaşmazlıkların barışçıl yöntemlerle giderilebileceğini bir kez daha kanıtlamış olduk. Eş başkanlığını yürüttüğümüz Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Arabuluculuk Dostlar Grupları ile Medeniyetler İttifakı girişimi bu vizyonumuzun yansımalarını teşkil ediyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en fazla sayıda silahlı çatışmaya şahit oluyoruz. Böyle bir ortamda Türkmenistan’ın tarafsızlık ilkesi doğrultusunda önleyici diplomasi, barış, güvenlik ve kalkınmanın tesisine yönelik çabalarını gönülden destekliyoruz. Bugün burada sadece bir yıl dönümünü kutlamıyor, geleceğe dair güçlü bir çağrı yapıyoruz. Barış ancak adaletle, güven ancak karşılıklı saygıyla, istikrar ancak diyalog ve iş birliğiyle mümkündür.
Türkmen edebiyatının büyük şairi Mahtumkulu Firaki adeta bugünkü forumun amacını bundan yüzyıllar önce ne de güzel işaret etmiş:
“Güzel günler gelsin, huzur dolsun,
Her yurt sakin, her halk zengin olsun.
Firaki der ki insaf çoğalsın,
Zulüm kalmasın, her yer sevinç dolsun.”
Sözlerimin hitamında bizleri bir araya getiren Devlet Başkanı kıymetli kardeşim Serdar Berdimuhamedov’a tekrar teşekkür ediyorum. Türkmenistan’ın daimi tarafsızlığının 30. yılını canıgönülden bir kez daha kutluyorum. Kardeşliğimiz daim olsun diyorum. Sağ olun, var olun.















