Türkiye’de her gün binlerce hasta, kendisine uygun bir organ bulunacağına dair umutla yeni güne uyanıyor. Organ nakli bekleyen yaklaşık 34 bin kişi için yaşama tutunabilmenin tek yolu, organ bağışlarının artması. Bağış oranlarındaki artış, bekleyen her hasta için yeni bir şans doğuruyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 5 yılda 23 bin 789 organ nakli yapıldı. Sadece 2024 yılının başından 25 Ekim’e kadar geçen sürede Türkiye genelinde 4 bin 448 hastaya organ nakli gerçekleştirildi. Bu nakillerin 2 bin 936 gibi büyük bir kısmını böbrek nakli oluşturdu. Aynı dönemde bin 459 karaciğer nakli gerçekleştirildi. Kalp nakli bekleyen hastalardan ise yalnızca 34’ü, nakil şansına kavuştu. Bunun yanı sıra 15 akciğer, 3 ince bağırsak ve 1 pankreas nakli bu yıl içinde yapıldı.
Organ nakli kadar hayati önem taşıyan doku nakillerine baktığımızda ise görme yetisini kaybetmiş binlerce hastaya umut ışığı olan 3 bin 276 kornea nakli gerçekleştirildi.
Organ nakillerinin daha fazla insana ulaşabilmesi ve bekleyen her hastaya yeni bir umut doğurabilmesi için bağış oranlarının yükselmesi kritik önem taşıyor. Sağlık Bakanlığı, bağış sürecini kolaylaştırmak ve organ bekleyen hastaların sayısını azaltmak için birçok kamu ve özel sağlık kuruluşunda bağış imkanı sunuyor.
Bu kapsamda başta devlet hastaneleri olmak üzere, üniversite hastaneleri, özel hastaneler, organ nakli merkezleri, il sağlık müdürlükleri, toplum sağlığı merkezleri ve aile sağlığı merkezlerinde organ bağışı kabul ediliyor. 18 yaşını doldurmuş ve akli dengesi yerinde olan her birey, organ bağışında bulunabiliyor.
Organ bağışında bulunmak isteyenlerin izlemesi gereken adımlar oldukça basit… Kişi, gerekli formu doldurduktan sonra bilgiler, Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi’ne kaydediliyor ve gizlilik altında korunuyor. Bu süreç sonucunda bağışçılara, organ bağışında bulunduklarına dair bir kart veriliyor. Ancak bağışçı kartı olsa bile, beyin ölümü gerçekleşmiş kişinin organlarının kullanılabilmesi için ailenin yazılı onayı şart koşuluyor. Aile onayı olmadan nakil mümkün olmuyor.
Türkiye’de böbrek, pankreas, karaciğer, akciğer, kalp ve ince bağırsak gibi organların nakli yapılabiliyor. Doku bağışları arasında ise görme yetisini kaybetmiş hastalara umut olan kornea, kemik iliği, tendon, kalp kapakçığı, deri, kemik, yüz-saçlı deri ve ekstremitelerin nakli bulunuyor.
Bu süreçte, her ölüm sonrası organ naklinin mümkün olmadığını, yalnızca yoğun bakım ünitelerinde solunum cihazına bağlı ve beyin ölümü gerçekleşmiş hastalardan organ alımının yapılabildiğini unutmamak gerekiyor.
Beyin ölümü gerçekleşmiş bir bağışçının organlarının kimlere nakledileceği kararı, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi tarafından veriliyor. Organ nakli bekleyen hastalar bu merkezin veri tabanına kayıtlı bulunuyor. Nakil sürecinde hastaların kan ve doku uyumunun yanı sıra tıbbi aciliyet durumları da göz önüne alınarak karar veriliyor. Böylece, en uygun hasta ile organ birbiriyle buluşturuluyor.
Organ bağışı ve nakliyle ilgili akıllarda soru işareti bırakabilecek önemli bir diğer konu ise dinen sakıncalı olup olmadığı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, organ bağışının dini açıdan sakıncası bulunmadığını ve insan hayatını kurtarmanın dinen son derece önemli olduğunu ifade ediyor.
GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024FOTO GALERİ
22 Kasım 2024FOTO GALERİ
22 Kasım 2024FOTO GALERİ
22 Kasım 2024