AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığının, Kocaeli’de 9-17 Eylül tarihleri arasında bakanlar, basın mensupları ve akademisyen konukların katılımıyla düzenlediği İnsan Hakları Eğitim Kampı sürüyor.

Gençlere misafir olan ilk isim Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’ydu.

Uraloğlu,, katılımcılara sosyal medya ve teknolojiyi kullanırken dikkat etmelerini tavsiye etti. Kullanım süresinde dünya ortalamasının üzerinde olunduğuna dikkati çekti.

Gençlere zamanı çok iyi kullanmaları ve teknolojinin esiri olmamaları uyarısında bulunan Uraloğlu, “Türkiye’de 85 milyon nüfus var ve 60 milyon civarında farklı platformlar olmak üzere sosyal medya kullanıcısı var. Dünya ortalamasının çok üzerindeyiz. Dünya ortalamasında sosyal medyada geçirilen ortalama zaman 6,5 saat, Türkiye’deki 7 saat yani çok daha fazla. Elbette orada birçok faydalı şey var. Birçok bilgi var vesaire ama asla o tarafın esiri de olmamamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Uraloğlu, sorumluluk alanına giren kara ve hava yolları, hızlı trenler, denizcilik ve iletişim gibi alanlarda çok değerli işler yaptıklarını da hatırlattı.

Uraloğlu, Bakanlığının sorumluluk alanına giren kara ve hava yolları, hızlı trenler, denizcilik ve iletişim gibi alanlarda çok değerli işler yaptıklarını anlatarak, “Mesela 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı, 29 bin 500 kilometreye çıkardık, 4 kattan fazla. Bunları ülkemizin refahı için yaptık. Milli gelirimizi bugün 13 bin dolarlara çıkarmışsak, 10 bin dolarların üzerine çıkarmışsak, ulaştırma yatırımlarının da burada büyük katkısı var” şeklinde konuştu.

Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan da gençlerle sohbete katıldı.

Gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, okuduğu kitaplardan bölümler aktardı. Gençlere kitap okumaları konusunda tavsiyelerde bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

” Biz Batı’yı yakalayabiliriz, geçebiliriz. Bizim dinimiz, inancımız, kültürümüz, kimliğimiz gelişmeye, teknolojiye engel değil. Mehmet Akif’ler, Cemil Meriç’ler, Mahir İz’ler, Nurettin Topçu’lar bunların mücadelesini vermiş. Şu anda bizim için de hala çok geçerli. Kimliğimizden, inancımızdan, dinimizden, kültürümüzden ödün vermeden gelişiyoruz. İşte TEKNOFEST ceketlerini görünce, şimdi Türkiye’de dine küfredenler, kimliğimizi yok etmeye çalışanlar, kimliğimizi küçümseyenler, ne yaptılar teknoloji adına? Ne ödül aldılar uluslararası boyutta. Hangi akademik başarıya imza attılar? Hiçbir şey yok. Ne oldu işte, namazlı, niyazlı insanlar şimdi TEKNOFEST yapıyorlar. Oluyor muymuş? Oluyormuş. Var mıymış alakası? Yokmuş. Bunu da bugün görerek kendimize bir gelecek oluşturmamız lazım.”