Ankara’da yaşayan Emine R. yaklaşık 10 yıl önce meme kanserine yakalandı ve bu nedenle bir memesi alındı. Uzun süren tedavi sonucunda kanseri yenen ancak bu süreçte dört evladından ikisinin vefatıyla yıkılan Emine R, yaşadığı tüm zorlukların üstüne bir de siroza yakalandı. Hayatta kalabilmek için yeniden mücadeleye başlayan ve karaciğer yetmezliği nedeniyle durumu giderek kötüleşen 67 yaşındaki hasta, Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ndeki tedavi sürecinde ailesinden uygun bağışçı bulunamaması üzerine acil nakil listesine alındı. 8 torun sahibi Emine R’ye beklediği güzel haber, hastaneden sabaha karşı yapılan telefon aramasıyla geldi. Beyin ölümü gerçekleşen ve organları bağışlanan bir hastanın karaciğerinin kendisine uygun olduğunu, acil ameliyata alınacağını öğrenen Emine R, o gece girdiği yaklaşık 7 saatlik nakil operasyonuyla sağlığına kavuştu.
Yaşadığı zor günleri anlatan Emine R, uzun süredir sirozla mücadele ettiğini, karnı sürekli şiştiği için sıvı çektirmek zorunda kaldığını dile getirdi. Meme kanserinden ötürü 10 yıl önce göğsünün alındığını, sonrasında ise siroz başlangıcı tanısı aldığını aktaran Emine R, “Bir de acı kayıplarım oldu, üst üste iki evladımı kaybettim. Hastalığım daha da ilerledi” diye konuştu.
Nakil olacağını öğrendiği günü unutamadığını vurgulayan Emine R, şöyle devam etti:
“İki kızım yaşıyor, sabaha karşı saat ikide telefon çalmış, büyük kızım açmış. Gelip bana ‘Hastaneye gitmemiz lazım’ dedi. Elim ayağım buz kesti, sevinemedim o an, şok oldum, panikledim. Hastaneye geldiğimizde bütün hocalarım ‘Gözün aydın’ dedi, beni sakinleştirdi. Allah bir değil, bin kere razı olsun. Organ bağışı çok önemliymiş, eskiden haberlerde seyrederdik ama önemini tam bilmiyorduk. Bu süreçte anladım ne kadar önemli olduğunu, zaten ben de kızlarım da hemen organlarımızı bağışladık. Herkes organ bağışında bulunmalı. Organ bağışında bulunan kişiden, ailesinden Allah razı olsun, bana hayatımı, çocuklarımı, torunlarımı da bağışladılar. Allah rahmet eylesin.”
Etlik Şehir Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Jülide Ergil ise Emine R’nin yaşı ileri bir nakil hastası olduğuna işaret ederek, “Emine hanımın anestezi açısından bazı riskleri vardı, 67 yaşındaydı, meme kanseri tedavisi görmüştü ve biraz düşkün gözüküyordu. Fakat bizi yoğun bakımdan itibaren hızlı toparlanmasıyla olumlu anlamda çok şaşırttı. Yaşam enerjisi yüksek, 8 torunu olan ve onlara dönmek isteyen bir hastamız. Şu anki durumu da gayet iyi” ifadelerini kullandı.
Organ bağışının çok hassas bir süreç olduğuna dikkati çeken Ergil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde organ nakli süreci çok şeffaf, her basamak, aşama kontrol ediliyor. Yoğun bakımdaki bir hastanın beyin ölümü tanısı da en az 3-4 ayrı basamakta tetkikler, doğrulamalarla konuluyor. Beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınlarına organ bağış ekibimiz giderek, ‘Organ bağışlar mısınız?’ diye soruyor. Elbette bu travmatik, zor bir süreç. Ancak organ bağışını kabul eden ailelerin o kaybın içerisinde bile çok hayırlı ve iyi bir şey yapmış olmaktan dolayı yaşadığı haklı gurura, hastalar adına duyduğu mutluluğa da şahit oluyoruz. Halkımız sadaka vermeyi çok sever ve bana göre bu hayatta yapılabilecek en büyük iyilik, başkasına yeni bir yaşam bahşedebilmek. Tanrının size verdiği bir şeyi sadaka olarak bir başkasına veriyorsunuz. Bu inanılmaz bir iyilik ve ben birine bunun ötesinde yapılabilecek daha büyük bir yardım düşünemiyorum, hayal edemiyorum.”
Herkesin bir gün organ bağışına ihtiyaç duyabileceğine dikkati çeken Ergil, toplumsal olarak bu farkındalığın artırılması gerektiğinin altını çizdi.
Etlik Şehir Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Kübra Altındal da “Emine teyzenin 9 yıllık bir siroz tanısı vardı. Karaciğer nakli olması gerekliydi, iki kızı donör olmak istedi ancak yağlı karaciğer durumları nedeniyle bunu yapamadık. Bu nedenle Emine teyzeyi, bekleme listesine aldık. Onu listeye kaydettikten kısa bir süre sonra kadavradan uygun bir nakil imkanı oluştu” bilgisini paylaştı.
Aileye sabaha karşı telefon açtığını, hızla hazırlık yapıldığını ve hastanın nakil ameliyatına alındığını anlatan Altındal, “Şu an ülkemizde karaciğer nakli bekleyen yaklaşık 2 bin 600 hasta var. Bu hastaların bir çoğu donörü olmayan, kadavra bekleme listesine yazılan hastalar ve birçoğu da maalesef bu bekleyiş esnasında yaşamını kaybediyor. Karaciğer sirozu çok hızlı ilerleyen bir hastalık ve organ bağışı bu noktada daha önemli hale geliyor” diye konuştu.
Organ bağışı konusunda insanların bazı soru işaretleri olabildiğini ancak Türkiye’de bu konudaki sistemin en ufak bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ilerlediğini vurgulayan Altındal, herkesin organ bağışıyla bir başka insanın hayata tutunmasını sağlayabileceğine dikkati çekti. Altındal, Etlik Şehir Hastanesi’nde karaciğer naklinin ağustos ayının ortasında başladığını ve yaklaşık 3,5 aylık sürede, 4’ü kadavradan olan 11 karaciğer naklinin başarıyla yapıldığını sözlerine ekledi.
GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024FOTO GALERİ
22 Kasım 2024FOTO GALERİ
22 Kasım 2024FOTO GALERİ
22 Kasım 2024